Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta) Nedir?

Makula dejenerasyonu, halk arasında sarı nokta olarak da bilinen, gözün keskin görme yetisinden sorumlu olan retina tabakasının ortasında yer alan küçük fakat kritik bir bölgedir. Yaklaşık 5 mm çapında olmasına rağmen, bu alan, görmenin en net ve detaylı olduğu yerdir. Makula dejenerasyonu, ışığı algılayan fotoreseptör hücrelerinin yoğun olarak bulunduğu bir bölgedir. Örneğin iğneye iplik geçirmek veya kitap okumak gibi ince detay gerektiren işleri gerçekleştirebilmemizi sağlar. Eğer makula düzgün çalışmıyorsa, kişi bakmakta olduğu alanı bulanık veya karanlık olarak görebilir.

Devamını oku

Makula dejenerasyonu, yani sarı nokta hastalığı, merkezi (santral) görmeyi etkilerken, yanlardaki (periferik) görme genellikle bozulmadan kalır. Örneğin, bu hastalığa sahip bir kişi duvarda bir saat olduğunu görebilir, ancak saatin kaç olduğunu ayırt edemez. Makula dejenerasyonu tamamen körlüğe yol açmaz. Hastalar evde temel işlerini yapabilirler ancak dışarıda tek başına dolaşmak, okumak, yazmak, televizyon izlemek veya araba kullanmak gibi aktiviteleri yapmakta zorluk çekerler. Makula dejenerasyonu ilerleyici bir hastalıktır ve iki ana formda görülür: kuru (eksudatif olmayan) ve yaş (eksudatif). Tanı konulan vakaların yaklaşık %80'i kuru tip sarı nokta hastalığı olarak sınıflandırılsa da, yaş tip sarı nokta hastalığı, bu hastalıkla ilişkili ciddi görme kayıplarının %80’ine neden olur. Bu nedenle, yaş tip makula dejenerasyonu, göz sağlığı açısından daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Erken teşhis ve uygun tedavi, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir ve kişinin yaşam kalitesini korumasına yardımcı olabilir.

Ücretsiz Konsültasyon

TR FORM

Adınız ve Soyadını

Email

Telefon Numaranız

Ülke

İlgilendiğiniz Tedaviyi Seçiniz

Sarı Nokta Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Kuru sarı nokta hastalığında belirtiler genellikle yavaş ve acısız bir şekilde kendini gösterir, zamanla ilerler. Buna karşılık, yaş sarı nokta hastalığında görme kaybı çok daha hızlı bir şekilde ilerler ve aniden belirgin hale gelebilir. Peki, sarı nokta hastalığının belirtileri nelerdir?

Görsel bozulmalar, örneğin düz çizgilerin eğri veya dalgalı gibi görünmesi.
Bir veya her iki gözde birden merkezi görme kaybı yaşanması.
Okuma veya detay gerektiren işler sırasında daha fazla ışığa ihtiyaç duyulması.
Loş ortamlara girmekte zorlanma; özellikle az ışıklı mekanlarda gözlerin ortama uyum sağlamakta zorlanması.
Basılı metinleri okurken artan bulanıklık.
Renklerin parlaklık ve yoğunluğunda azalma hissi.
Yüzleri tanımada güçlük çekme.

Bu belirtilerden herhangi birini fark ediyorsanız, vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurmanız önemlidir.

Merkezi görmede değişiklikler yaşıyorsanız veya ince detayları ve renkleri eskisi kadar net göremiyorsanız, göz sağlığınızı korumak için bir uzmandan yardım almanız gerekmektedir. Erken teşhis ve tedavi, görme kaybını yavaşlatabilir ve yaşam kalitenizi korumanıza yardımcı olabilir.

Sarı Nokta Hastalığı Kimlerde Görülür?

Sarı nokta hastalığı, ilerleyen yaşla birlikte gözlenen bir rahatsızlıktır. Zamanla, yaşlandıkça vücudumuzun birçok fonksiyonu gibi görme yetimiz de zayıflar. Gözün en çok çalışan bölgesi olan makula, yani sarı nokta, yaşlanma süreciyle birlikte performansını kaybeder. Bu durum, özellikle 60 yaş ve üzerindeki bireylerde daha yaygındır.

Genetik yatkınlık, uzun süre güneş ışığına maruz kalma ve sigara kullanımı gibi faktörler, sarı nokta hastalığı riskini artıran unsurlar arasındadır. Yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan bu hastalık, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, görme kaybına neden olabilir. Ancak erken teşhis ve doğru önlemlerle bu riskleri azaltmak mümkündür.

Makula Dejenerasyonu Risk Faktörleri Nelerdir?

Makula dejenerasyonu, halk arasında bilinen adıyla sarı nokta hastalığı, çeşitli risk faktörleriyle yakından ilişkilidir. Yapılan araştırmalar, aşağıdaki faktörlerin hastalığın görülme sıklığını önemli ölçüde artırdığını göstermektedir:

Yaş: Sarı nokta hastalığı, yaş ilerledikçe daha yaygın hale gelir. Özellikle 50 yaş ve üzerindeki bireyler, bu hastalığa karşı daha hassastır.

Genetik Faktörler: Sarı nokta hastalığının kalıtsal bir yönü olduğu düşünülmektedir. Aile geçmişinde bu hastalık bulunan bireylerin risk altında olduğu görülmektedir.

Irk: Bu hastalığın beyaz ırkta daha yaygın olduğu tespit edilmiştir.

Sigara Kullanımı: Sigara içmek veya pasif içicilik, sarı nokta hastalığı riskini artıran önemli bir faktördür.

Obezite: Erken evrelerde görülen sarı nokta hastalığının daha hızlı ilerlemesinde obezitenin rol oynadığı araştırmalarla desteklenmiştir.

Kardiyovasküler Hastalıklar: Kalp ve damar hastalıklarına sahip bireylerin, sarı nokta hastalığına yakalanma olasılığı daha yüksektir.

İlerlemiş sarı nokta hastalığı nedeniyle ciddi görme kaybı yaşayan bireyler, zamanla depresyon ve sosyal izolasyon riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Bazı hastalarda ise Charles Bonnet sendromu olarak bilinen görsel halüsinasyonlar ortaya çıkabilir. Bu halüsinasyonlar, psikolojik bir bozukluktan kaynaklanmaz. Hastalar, ışık patlamaları, geometrik şekiller, desenler, yüzler, insanlar, hayvanlar, manzaralar, araçlar, binalar ve hatta minyatür figürler gibi çeşitli görsel halüsinasyonlar deneyimleyebilirler. Bu görüntüler, hastanın bilinci açıkken, kontrolü dışında meydana gelir ve bulanık görme üzerine yerleşen bu halüsinasyonlar genellikle ayırt edilebilir.

Bu durumlar, hastaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle düzenli göz muayeneleri ve risk faktörlerine yönelik önlemler büyük önem taşır.

Sarı Nokta Hastalığı Ne Kadar Sürede İlerler?

Sarı nokta hastalığının ilerleme süresi, hastalığın tipi ve bireyin genel sağlık durumu gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Bazı kişilerde görme kaybı yıllar içinde yavaş yavaş meydana gelirken, bazıları birkaç ay içinde hızlı bir ilerleme yaşayabilir. Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmada kritik bir rol oynar. Bu nedenle, düzenli göz muayeneleri ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları, görme kaybını en aza indirmeye yardımcı olabilir.

Sarı Nokta Hastalığı Tedavisi

Günümüzde sarı nokta hastalığının kesin bir tedavisi olmasa da, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve yaşam kalitesini artırmak için çeşitli tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bu tedavi yöntemleri, hastalığın alt türüne bağlı olarak farklılık gösterir.

Kuru makula dejenerasyonu tedavisinde, düşük görme yetisine sahip hastaların görme rehabilitasyonu amaçlanır. Göz sağlığı uzmanları, gerektiğinde cerrahi tedavi önerebilir. Bu tedavi kapsamında, göz içine yerleştirilen teleskopik lenslerle hastaların görme alanı geliştirilebilir. Islak makula dejenerasyonunda ise tedavi, hastalığın gelişiminde rol oynayan anormal kan damarlarının ortadan kaldırılmasına odaklanır.

Devamını oku

Bu amaçla, göz içine enjeksiyon yoluyla verilen ilaçlarla anormal damar gelişimi engellenir. Alternatif olarak, damar içine verilen bir maddenin birikmesi ve ardından özel bir lazer yöntemiyle bu damarların kapatılmasını sağlayan fotodinamik terapi uygulanabilir. Ayrıca, yüksek enerjili lazer ışınları kullanılarak anormal damarların yok edilmesi (fotokoagülasyon) de etkili bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi yaklaşımları, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve hastaların yaşam kalitesini artırmak amacıyla geliştirilmiştir. Her hastanın durumu farklı olduğundan, tedavi planı kişiye özel olarak belirlenir ve en uygun yöntemler seçilir.

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu Türleri

Sarı nokta hastalığı, iki farklı formda ortaya çıkar: kuru tip ve yaş tip. Kuru tip, sarı nokta hastalığının en yaygın türüdür ve nispeten yavaş ilerlemesiyle tanınır. Bu form, hastalığın başlangıcından görmeyi ciddi şekilde etkileyen ileri aşamaya gelene kadar genellikle 10 yıldan daha uzun bir süre devam edebilir.

Kuru tipte, sarı nokta altında biriken metabolik artıklar, beyaz-sarı renkte küçük odaklar olarak bilinen “druzen” adlı birikintilere neden olur. Zamanla, bu birikintilerin artması sinir hücrelerinde tahribata yol açar ve görme yetisi azalır. Yaş tip sarı nokta hastalığı ise daha hızlı ilerler ve ani görme kayıplarına neden olabilir. Bu formda, hastalar ağrısız, ancak ciddi görme kayıpları yaşayabilirler.

Devamını oku

Yaş tip, sarı nokta bölgesinin yeterince beslenememesi sonucunda ortaya çıkan ve kontrolsüz bir şekilde büyüyen anormal damarlarla ilişkilidir. Bu damarlar, sızıntı ve kanama yaparak görme kaybına yol açar. Her iki tip de farklı ilerleme hızlarına ve sonuçlara sahip olsa da, erken teşhis ve uygun tedavi, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmada ve yaşam kalitesini korumada önemlidir.

Yaşa Bağlı Sarı Nokta Tedavisi Olanlar

Yaşa bağlı sarı nokta tedavisi olanlar, ciddi görme kayıplarından kurtulur. Bu sayede, daha rahat bir yaşayan kişilerin, sosyal hayatlarında yaşadıkları sorunlar da son bulur. Özellikle yaşa bağlı sarı nokta tedavisi olanlar, iğneye iplik geçirmek veya kitap okumak gibi ince detay gerektiren işleri daha kılay bir şekilde gerçekleştirir. Ancak, tedavi olmadan önce uzman bir kişiye danışılması ve süreç hakkında bilgi alınması oldukça önemlidir.

Sarı Nokta Hastalığı İğne Fiyatı

Sarı nokta hastalığı iğne fiyatı, hastanın ihtiyaçlarına göre değişebilir. İşlem yapılacak bölgenin büyüklüğüne göre maliyetlerde de artış yaşanabilir. Ayrıca, iğnenin yapılacağı hastanenin donanımı, doktorun deneyimi ve kullanılacak malzemelerin kalitesi de fiyatları etkileyebilir. Bundan dolayı, sarı nokta hastalığı iğne fiyatları hakkında net bir rakam vermek doğru ve etik olmayabilir.

Makula Dejenerasyonu Hakkında Sık Sorulan Sorular

Sarı nokta ne zaman kör eder?

Sarı noktada görme kaybı zaman içerisinde gelişir. Bundan dolayı, yaklaşık 10 yıl sonra kişinin görme seviyesi 0.1’lere inebilir.

Sarı nokta hastalığı genetik midir?

Genellikle 50 yaş üstü kişilerde görülen sarı nokta hastalığının genetik nedenlerden dolayı da yaşanabileceği düşülmektedir.

Sarı nokta hastalığı iyileşir mi?

Sarı nokta hastalığının erken teşhis edilmesi veya doğru bir şekilde tedavi edilmesi sorunu yavaşlatabilir.

Sarı nokta için en iyi vitamin hangisi?

Sarı nokta için çinko, lutein, zeaksantin, selenyum ve omega 3, A, C, ve E gibi vitaminlerin kullanılması önerilebilir. Ancak en doğru kararı doktorunuzun vereceğini unutmayın.